İlk insanlar, ateşin gücünü orman yangınları ve düşen yıldırımlar sayesinde ve biraz da şans eseri fark etti. Hem ısınmak hem de tehlikelerden korunmak için ateşin kullanılabileceği kısa sürede anlaşıldıktan sonra sorun yanan bir ateşin sürekliliğini sağlamak oldu. İnsanıngünümüzden 800.000 yıl kadar önce ateşi yemek pişirme amacıyla kullanmaya başladığı,700.000 yıl önce de ateşi kontrollü kullanarak, karanlık mağaraların duvarlarına oyma veya boyama yaparken ateşin yaydığı ışıktan faydalandığını söyleyebiliriz.
Belli bir aydınlık düzeyi elde etmek değil, iyi görme koşullarını, sağlamaktır(Sirel, 1992). Aydınlatma sistemleri tek bir parça halinde düşünülmemelidir. Bu sistem içerisinde birçok ışık kaynağı ve armatür bulunmaktadır. Armatürlerin ve ışık kaynaklarının uygun bir şekilde yerleştirilmesi ve ortama en uygun yapıyı oluşturması sağlandığında iyi bir aydınlatmadan söz edilebilir. İyi bir aydınlatmanın oluşabilmesi için birçok bileşenin bir araya gelmesi gerekmektedir. İyi bir aydınlatma sayesinde insanlar iyi bir yaşam standardı ulaşacaktır. Bu nedenle aydınlatma projeleri oluşturulurken önem kazanan ışıklandırma yapmak değil, ortam iyi analiz edilerek ortama en uygun aydınlatmayı yapabilmektir.
İyi bir aydınlatma gözün gereksiz yere yorulmasını önleyecektir ve bu sayede sağlık problemlerinin ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır. · Göz gereksiz yere yorulmadığında iş hızı ve dolayısıyla verim artacaktır. · Aydınlatmanın doğru şekilde uygulanmaması sadece göz sağlığı ile ilgili problemlere neden olmamaktadır. Göz sağlığının yanı sıra psikolojik bozuklukların da oluşmasına ortam hazırlamaktadır. İyi aydınlatma psikolojik olumsuzlukların oluşmamasını sağlayacaktır. · Aydınlatmadaki hataların psikolojiye olumsuz etkisi iş performansının düşmesine neden olmaktadır. · İyi görme sağlandığında oluşabilecek iş kazaları en aza indirgenmiş olacaktır.